Son yıllarda büyük bir sıçrayış yakalayan Güney Kore sineması, dünya sinemasında her geçen gün kendine daha büyük bir yer ediniyor. Birbirinden başarılı yönetmen ve oyuncuların yetiştiği bu coğrafya, aynı zamanda kanlı hikayeleriyle de revaçta. Normal midelerin kolay kolay kaldıramayacağı bu filmlerden 10 tanesini sizler için derledik.
Oldboy (İhtiyar Delikanlı) – IMDB 8.4
2003 yapımı olan ve Türkçeye “İhtiyar Delikanlı” şeklinde çevrilen Oldboy, aynı isimli Japon mangasından beyazperdeye uyarlandı. Kara filmin etkilerini fazlasıyla gördüğümüz neo-noir örneklerinden biri olan yapımın yönetmen koltuğunda ise Chan-wook Park oturuyor. 4 sene önce izlediğimiz “Hizmetçi” isimli projesiyle de Türkiye’de birçok sinefil tarafından büyük beğeni toplayan isim, Oldboy ile Cannes Film Festivali’nden Büyük Ödülü kucaklamıştı. O sene jüri üyeleri arasında yer alan Tarantino’nun da bu kazanımda etkisi kuşkusuz büyüktü.
Filmin hikayesi, bir gün kaçırılıp 15 sene bir hücreye kapatılan Dae-su Oh’un yaşadıklarına dayanıyor. Bir anda serbest bırakılan karakter, neden kaçırıldığını anlamak ve intikamını almak için büyük ve zorlu bir yola girer. Ana karaktere, Güney Kore’nin en başarılı aktörlerinden biri olan ve dünya sinemasında da yeteneğiyle kendine yer edinmeyi başaran Min-sik Choi hayat veriyor. Kendisine Woo-jin Lee karakteriyle Ji-Tae Yoo ve Mi-do rolüyle Hye-jeong Kang eşlik ediyor. Güney Kore sinemasının en bilinen projelerinden biri olan Oldboy, 2013 senesinde Spike Lee tarafından yeniden çekildi. Amerikan yapımı bu remake proje, orijinalinin yanında epey sönük kalmıştı.
Train To Busan (Zombi Ekspresi) – IMDB 7.6
Zombi Ekspresi, zombi filmi denilince akla ilk gelen projelerden biridir. 2016 yılında, ilk gösteriminin Cannes Film Festivalinde gerçekleştirildiği yapım, aynı yıl izleyici rekoru kırmayı başaran ilk Güney Kore filmi olmuştur.
Filmin hikayesi, yoğun bir iş insanı olan Seok-woo, kızının doğum günü için kendisini eski eşinin yanına yani Seul’den Busan’a götürecektir. Trenle yapacakları seyahatten hemen önce, Güney Kore’yi etkisi altına alan bir virüs yayılır. Bir kadın tarafından bu virüsün trene taşınmasıyla birlikte hemen herkes zombiye dönüşür. Virüsten kaçabilenler ise büyük bir yaşam mücadelesi vermek zorunda kalırlar.
Yönetmenliğini Sang-ho Yeon’un üstlendiği filmde ana karakter Seok-woo’ya Güney Kore’nin sevilen oyuncularından biri olan Yoo Gong hayat veriyor. Küçük kız Soo-an’ı ise henüz 14 yaşında olmasına rağmen birçok projede yer almış olan çocuk aktris Su-an Kim canlandırıyor. Serinin devam filmi olan “Peninsula” da yayınlandı. Türkçeye “Yarımada” şeklinde çevrilen ikinci projede kahramanlar bu sefer trenin dışında bir yarımadada zombilerle mücadele ediyorlar.
Janghwa, Hongryeon (Karanlık Sırlar) – IMDB 7.1
Güney Kore’nin izlenme rekoru kıran gerilim filmlerinden biri olan Karanlık Sırlar’da 2003 senesinde beyazperdeyle buluştu. Yönetmen koltuğunda ise, korku ve gerilim türünün bilinen isimlerinden biri olan Jee-woon Kim oturuyor.
Filmin hikayesi, büyük ve labirentten hallice bir evde yaşayan bir ailenin hikayesini konu alan yapım, özellikle iki kız kardeşin etrafında şekilleniyor. Annelerini esrarengiz bir şekilde kaybeden kardeşler, son derece garip bir kadın olan üvey anneleriyle ve doğaüstü olayların baş gösterdiği evde huzursuz, korku dolu günler yaşarlar. Bir yandan da sürekli nükseden hastalıklanyla başa çıkmaya çalışırlar.
Bol kanlı ve ürkütücü sahnelere sahip olan Karanlık Sırlar, “Janghwa Hongreyon-jon” isimli bir halk hikayesinden esinlenerek yapılmış. Daha başka projelerin de konusu olan bu hikaye, özellikle oyunculuk performansı açısından, en iyi bu filmde işlendi denebilir. “Ben Bir Robotum Ama Sorun Değil” filmiyle isminden çokça bahsettiren Soo-jung Lim, kardeşlerden biri olan Janghwa’ya hayat verirken Geun-young Moon ise Hongryeon’u canlandırıyor. Üvey anneyi Tung-ah Yum, her şeye kayıtsız bir baba olan Moo-hyeon Bae’yi de yönetmenle başka projelerde de birlikte çalışan Kap-su Kim oynuyor.
Dalkomhan Insaeng (Acı Tatlı Hayat) – IMDB 7.5
2007 SİYAD Ödüllerinin “Yabancı Dilde En İyi Film” kategorisinde aday gösterilen Acı Tatlı Hayatın (Dalkomhan Insaeng) yönetmen koltuğunda Karanlık Sırlar’ın da yönetmeni olan Jee-woon Kim oturuyor.
Filmin hikayesi, 2005 yapımı bu proje, otel sahibi bir mafya babası olan Mr. Kang’ın sağ kolu Sun-woo’nun hikayesine odaklanıyor. Aynı zamanda bu lüks otelin müdürü pozisyonunda çalışan Sun-woo, elde ettiği başarıları ve sadakati ile Mr. Kang’ın gözbebeğidir. Bir gün Mr. Kang takıntılı derecede aşık olduğu sevgilisi Hee-soo’yu takip etmesi ve kendisi hakkında rapor vermesi için Sun-woo’yu görevlendirir. Hee-soo da bu genç ve güzel kadının, Mr. Kang’a ihanet ettiğini öğrenir. Yapması gereken şey kadını ve sevgilisini öldürmektir. Ancak onların hayatlarını bağışlar. Bu durum, karakteri büyük bir çıkmaza sürükler.
Silah, kan, şiddet mafya hikayelerinin vazgeçilmez hususlarıdır. Güney Kore sinemasının en kamerası kanlı yönetmenlerinden biri olan Jee-woon Kim’in böyle bir filmle listede ikinci kez yer alması da son derece normal. Başrolde Byung-hun Lee’nin yer aldığı projenin oyuncu kadrosunda Min-a Shin, Yeong-cheol Kim, Jung-min Hwang gibi bu coğrafyanın önemli isimleri de bulunuyor.
Ang-ma-reul bo-at-da (Şeytanı Gördüm) – IMDB 7.8
Byung-hun Lee’nin yönetmen Jee-woon Kim ile birlikte ikinci kez beyazperdede sevenleriyle buluştuğu Şeytanı Gördüm (Angmareul Boatda), yine Güney Kore’nin en fazla beğeni toplayan gerilim türündeki yapımlarından biridir. Oldboy’un başrolü Min-sik Choi’nin de oyuncu kadrosunda yer aldığı yapım, yine bu ismin canlandırdığı seri katil lang Khung-chul ile Ajan Lee Joon-Hyeok’un kaçma kovalama hikayesini konu almaktadır.
Filmin hikayesi, yaş, cinsiyet fark etmeksizin sırf kişisel tatmin için art arda birçok cinayet işleyen Khung-chul, en son Joon Hyeok’un nişanlısını katledince intikam duygusuyla yanıp tutuşan bu ajanın en büyük düşmanı haline gelir. Bu suçluyu yakalayabilmek için büyük bir çaba sarf eden ajan da hırsı sebebiyle tanınmaz hale gelir.
Son derece kanlı ve gerilim dolu bir kedi fare hikayesi olarak da tanımlanabilecek olan Şeytanı Gördüm, 2011 yılında Sundance Film Festivalinde izleyenlerle buluşmuştu. Ancak içerdiği şiddet, vahşet ve gerilim sebebiyle gösterime girdiği dönem, neredeyse yasaklanma noktasına gelmişti. Yine de yaş sınırlamasının esas alındığı film, birçok sinefil ve eleştirmen tarafından tam not almayı başarmıştı.
Salinui Chueok (Cinayet Günlüğü) – IMDB 8.1
Geçtiğimiz sene vizyona giren ve başta Oscar olmak üzere birçok film festivalinden ve sinema otoritelerinden ödül toplamayı başaran Parazit’in yönetmeni Bong Joon Ho’nun 2003 yapımı bu filmi, gerçek bir hikayeye dayanıyor.
Filmin hikayesi, film, 1986 ile 1991 yılları arasında Güney Kore’deki ilk seri cinayetleri konu alıyor. Bir gün tecavüze uğramış ve vahşice katledilmiş bir kadının ihbarıyla harekete geçen emniyet güçleri, olayı çözmesi için cinayetin başına Dedektif Park Doo-man’ı getirir. Ancak dedektifin uyguladığı yöntemlerden bir türlü sonuç alınamayınca daha genç bir dedektif olan Seo Tae-yoon da görevlendirilir. Aynı zamanda bu yıllarda askeri ve baskıcı bir yönetimin hüküm sürdüğü coğrafyada iki dedektif, önlerindeki zorlu cinayeti çözebilmek için büyük bir savaşın içine girerler.
Dedektiflerden Park Doo-man’a yönetmen Bong Joon Ho’nun hemen her projesinde birlikte çalıştığı gözde oyuncusu Kang-ho Song hayat veriyor. Genç dedektif Seo’yu ise Sang-kyung Kim canlandırır. Hatta aktörün sergilediği performans hemen herkes tarafından fazlaca beğenilir. Sinematografik anlamda da büyük bir beğeni toplayan yapım, katil kim bulmacasının en başarılı hikayelerinden biri.
Bakjwi (Kan Arzusu) – IMDB 7.1
Filmin hikayesi, Emile Zola’nın Thêrêse Raquin isimli romanından ilham alınarak beyazperdeye uyarlanan ve Türkçeye “Kan Arzusu” şeklinde çevrilen Bakjwi, gönüllü olarak hastanede çalışan Katolik bir rahibin vampire dönüşmesini konu alıyor. Ülkeye yayılan Emmanuel Virüsü için yapılan deneylere yine gönüllü olarak katılan bu rahip dışındaki tüm denekler hayatlarını kaybeder. Karakterimiz ise hastaneden vampir olarak çıkar. Bir anda tehlikeli bir varlığa dönüşen rahip Sang-hyun, insanlara zarar vermemek için kendisiyle büyük bir mücadeleye girişecektir.
2009 Güney Kore yapımı film, aynı yıl 62.si düzenlenen Cannes Film Festivali’nden Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. Ayrıca yine aynı sene 46.sı düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden de Netpac Ödülü’nü aldı. Listemizde ilk olarak Oldboy filmiyle yer alan yönetmen Chan-wook Park’ın projesi olan Kan Arzusu’nun başrolü yine Güney Kore’nin başarılı aktörü Kang-ho Song. Kendisine Hemşire Sa karakteriyle de Hee-jin Choi eşlik ediyor. Eski hayatı ile yeni varlığı arasında sıkışıp kalan bir vampirin, nefsiyle mücadelesini ele alan yapım, fantastik vampir hikayeleri arasında yer alan ve bilinen klasiklerden biridir.
Chugyeokja (Ölümcül Takip) – IMDB 7.8
Yönetmen Hong-jin Na’nın ilk uzun metraj filmi olan Ölümcül Takip, 2008’de izleyiciyle buluştu. İlk projesiyle Cannes Film Festivalinde Altın Kamera kategorisinde yarışan yapım, SİYAD Ödüllerinin “En İyi Yabancı Dilde Film” alanının adaylarındandı.
Filmin hikayesi, eski bir polis detektifi olan Joong-ho Eom, yaşadığı mali sıkıntılar sebebiyle kadın satıcılığı yapmaktadır. Birlikte çalıştığı seks işçisi kadınlardan bazılarının ortadan kaybolmaya başlamasıyla neler olduğunu çözmeye çalışan Joong-ho, bu kadınların hep aynı müşteri tarafından çağrıldığını fark eder. Young-min Jee isimli bu seri katilin peşine düşer. Ancak katil, polis tarafından gözaltına alınınca durum, Joong-ho için bir çıkmaza dönüşür.
Aksiyon sahneleriyle dolu, yine bir kedi fare hikayesi olan film, keskin objelerin kol gezdiği bol kanlı anlardan oluşuyor. Projenin oyuncu kadrosunda, buradaki performansıyla, Güney Kore’nin ulusal film yetkelerinden biri olan Busan Film Eleştirmenleri Topluluğu’ndan ödül kazanan Yoon-seok Kim ana karaktere hayat veriyor. Seri katil Young-min’i ise Kim Ki-duk’un “Zaman” isimli projesinde ve Chan-wook Park yönetimindeki “Hizmetçi” gibi önemli filmlerde rol alan Tung-woo Ha canlandırıyor.
Bunhongsin (Kanlı Ayakkabı) – IMDB 5.8
Bu film, Güney Kore sinemasının efsaneleşmiş hikayelerinden birine sahip. Yönetmen Yong-gyun Kim’in ikinci uzun metrajı olan Bunhongsin, eşinden özellikle psikolojik anlamda şiddet gören ve kızını da alıp istasyona yakın bir bölgeye taşınan Sun-jae’nin hikayesini konu alıyor.
Filmin hikayesi, bir gün istasyonda bulduğu kırmızı renkteki bu ayakkabılar, gören herkes tarafından fazlasıyla beğeniliyor. Hatta Sun-jae, kızıyla bile ayakkabılar için tartışıyor. Ancak çok geçmeden ayakkabının laneti kendisini göstermeye başlıyor. Ayakkabıya zorla sahip olmaya çalışan herkes, vahşi bir şekilde ölüyor. Zamanla ayakkabının lanetinin, daha önce iki kadın arasında yaşanan kıskançlık ve hırs duygularından doğduğunu öğreniyoruz.
Özellikle bu filmden sonra bu coğrafyanın korku figürlerinden biri haline gelen bu kanlı ayakkabılar, isminin de hakkını vererek Güney Kore’nin en kanlı projelerinden biri olarak listedeki yerini aldı. Sun-jae rolüne hayat veren aktris Hye-su Kim, Seong-su Kim, Yeon-ah Park gibi isimler eşlik ediyor. Heyecan ve gerginlik dolu filmin hikayesine aksi bir şekilde karşımıza çıkan dingin kamera kullanımı, izleyicide tedirginliği daha fazla arttırırken kullanılan müziklerin de paralel bir tınıya sahip olması zıtlıkların birleşimiyle doğan başarıya iyi bir örnek olarak kabul edilebilir.
Deo web-toon: Ye-go sal-in (Katil Çizimler) – IMDB 6.2
Yönetmen Yong-gyun Kim’in Kanlı Ayakkabılar’dan 8 sene sonra çekmiş olduğu Katil Çizimler, kendisinin en son uzun metraj filmi.
Filmin hikayesi, eeb çizgi romanları için kullanılan bir terim olan Webtoon için başarılı çizimler yapan Ji-yun Kim, bir süre sonra çizimlerinin gerçek hayatta karşılık bulduğunu fark eder. Bu sırada art arda gerçekleşen cinayetlerin peşine düşen Dedektif Ki-cheol Lee ile başarılı çizerin hayatları bu ölümler çerçevesinde bir şekilde kesişir. Dedektif katilin kim olduğunu bulabilmek için büyük bir arayışın içinde bulur kendisini.
Listedeki en ilginç hikayelerden birine sahip olan yapım, 7.6 milyon dolarlık gişesiyle 2008’de izleyiciyle buluşan “Ölüm Zili”nden sonra büyük hasılat elde eden ilk Güney Kore korku filmi olmayı başardı. Çizer Ji-yun’a Si-young Lee’nin hayat verdiği hikayede dedektif rolüyle Ki-joon Uhm karşımıza çıkıyor. Yine bir kaçma kovalama ve cinayet hikayesine tanıklık ettiğimiz Katil Çizimler de bu içeriklerin vazgeçilmezi olan kana birçok sahnesinde fazlasıyla yer veriyor.